Haberler

KANSERLE SAVAŞ HAFTASI

1956 yılında Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nun tavsiyesi ile nisan ayının ilk haftası Türkiye’de Kanser Savaş Haftası olarak kabul edilmiştir. Kanser haftasında ülkemizdeki insanları kanser konusunda bilgilendirmek, farkındalık oluşturmak amacı ile  programlar ve etkinlikler düzenlenmektedir.

Kanser yeni ortaya çıkmış bir modern çağ hastalığı değildir; hatta tarihi insanlık tarihinden bile eskidir. 240 milyon yıllık önce yaşamış bir kaplumbağanın fosilinde kemik tümörü tespit edilmiştir. Dinazor fosillerinde kemik tümörleri tespit edilmiştir. İnsanlık tarihinde ise ilk kez milattan önce 3000 yıllarında Mısır’da yaşamış insanların mumyalarında kemik tümörleri tespit edilmiştir. Yani kanser hep vardı. Nedir kanser? En basit anlatımıyla vücudumuzdaki hücelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıdır. Kontrolsüz çoğalan bu hücreler kitleler oluşturabilmekte, başka doku ve organlara yayılabilmekte ve hayatımızı tehdit edecek sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Kanserle ilgili ilk sırada aklımıza gelen sorular nasıl meydana geldiği ve nasıl tedavi edildiğidir. Kanser genel olarak baktığımızda genetik ve çevresel nedenlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Burada büyük pay çevresel nedenlere aittir. Kanserlerin %50’sinin çevresel nedenlerle ortaya çıktığı düşünülmektedir. % 15 kalıtsal ve ailesel yatkınlık, % 35  yaşlılığa bağlı rastgele mutasyonlar sebebiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Yani kanserlerin yarısı müdehale edebileceğimiz, daha iyi hale getirebileceğimiz çevresel nedenlerle olmaktadır. Bunu iyi düşünmeli ve yaşam şeklimizi kansere daha az sebep olacak şekilde düzenlemeliyiz. İnsanlar kanseri tedavi etmek için neler yaptı diye baktığımızda ise; milattan önceki yıllarda kesme, dağlama gibi teknikler kullanmaya başladırlar. Zamanla bunlara radyoterapi, kemoterapi, hormonoterapi, akıllı ilaçlar dediğimiz hedefe yönelik tedaviler, bağışıklık sistemimiz üzerinden etki gösteren immunoterapiler eklendi ve sürekli yeni tedaviler araştırılmaktadır. Günümüzde kanser hastalığının türüne ve evresine göre bu tedaviler kombine olarak kullanılmaktadır. Ama bu tedavilerin hiçbiri koruyucu önlemler kadar etkili değildir. Kanser vakalarının üçte biri engellenebilir. Sigara ve tütün mamülleri kullanmayarak, alkollü içecekler tüketmeyerek, yeterli ve dengeli beslenerek, yeterli düzeyde fiziksel aktivite yaparak, güneş ışınlarına fazla maruz kalmayarak, Hepatit B ve HPV aşıları yaptırarak, kanserojenlerden uzak durarak kanseri engelleyebiliriz. Kanserlerin üçte biri de erken tanı ve uygun tedavi ile tamamen iyileşebilir. Erken tanı amacıyla ülkemizde kalın bağırsak, meme ve rahim ağzı kanserleri için tarama programı başarılı ve tamamen ücretsiz bir şekilde yürütülmektedir. Yaşımıza ve cinsiyetimize uygun olarak bu tarama testlerini mutlaka yaptırmalıyız.

      2019 yılında başlayan Covid-19 pandemisi hepimizi etkiledi. En çok etkilenen gruplardan biri de kanser hastaları oldu. Kimisinin pandemi korkusuyla taramalarının yaptırmaması, hekimlere başvuramaması sebebiyle tanısı gecikti; kimisinin tedavilerinde aksamalar yaşandı. Ancak kanser erken teşhisin, tedaviye başlamanın ve tedaviye devam etmenin hayat kurtardığı bir hastalık olduğu için gerekli korunma önlemlerini alarak mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmalıyız.Kanser hastalığı tedavisinde sosyal destek çok önemlidir.Covid-19 pandemisi fiziksel olarak biraraya gelmemizi kısıtlasa da iletişim araçları vasıtasıyla çevremizdeki hastalara destek olmalıyız.Hastaların tedavi sürecinde yalnız olmadıklarını, ihtiyaç duyduklarında bir elin onlara uzanabileceğini bilmeleri hastalarımıza güven vermekte, hayata bağlamakta, tedavide karşılaşacakları olumsuzlukların üstesinden daha kolay gelmelerini sağlamaktadır.

     Kanserden korunmak için alışkanlıklarımızı, yaşam koşullarımızı düzenlemeli, gerekli önlemleri almalıyız. Erken tanı için mutlaka taramalarımızı yaptırmalıyız. Tedavi için sağlık kuruluşlarına başvurmalıyız. Tedaviden kaçmak veya tıbbi  uygulamalar dışında tedavi yöntemleri kullanmak bizi ve sevdiklerimizi daha çok üzecektir.

 

  Dr. Öğr. Üyesi Ali TÜRK, Radyasyon Onkolojisi


KANSERLE SAVAŞ HAFTASI

1956 yılında Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nun tavsiyesi ile nisan ayının ilk haftası Türkiye’de Kanser Savaş Haftası olarak kabul edilmiştir. Kanser haftasında ülkemizdeki insanları kanser konusunda bilgilendirmek, farkındalık oluşturmak amacı ile  programlar ve etkinlikler düzenlenmektedir.

Kanser yeni ortaya çıkmış bir modern çağ hastalığı değildir; hatta tarihi insanlık tarihinden bile eskidir. 240 milyon yıllık önce yaşamış bir kaplumbağanın fosilinde kemik tümörü tespit edilmiştir. Dinazor fosillerinde kemik tümörleri tespit edilmiştir. İnsanlık tarihinde ise ilk kez milattan önce 3000 yıllarında Mısır’da yaşamış insanların mumyalarında kemik tümörleri tespit edilmiştir. Yani kanser hep vardı. Nedir kanser? En basit anlatımıyla vücudumuzdaki hücelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıdır. Kontrolsüz çoğalan bu hücreler kitleler oluşturabilmekte, başka doku ve organlara yayılabilmekte ve hayatımızı tehdit edecek sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Kanserle ilgili ilk sırada aklımıza gelen sorular nasıl meydana geldiği ve nasıl tedavi edildiğidir. Kanser genel olarak baktığımızda genetik ve çevresel nedenlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Burada büyük pay çevresel nedenlere aittir. Kanserlerin %50’sinin çevresel nedenlerle ortaya çıktığı düşünülmektedir. % 15 kalıtsal ve ailesel yatkınlık, % 35  yaşlılığa bağlı rastgele mutasyonlar sebebiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Yani kanserlerin yarısı müdehale edebileceğimiz, daha iyi hale getirebileceğimiz çevresel nedenlerle olmaktadır. Bunu iyi düşünmeli ve yaşam şeklimizi kansere daha az sebep olacak şekilde düzenlemeliyiz. İnsanlar kanseri tedavi etmek için neler yaptı diye baktığımızda ise; milattan önceki yıllarda kesme, dağlama gibi teknikler kullanmaya başladırlar. Zamanla bunlara radyoterapi, kemoterapi, hormonoterapi, akıllı ilaçlar dediğimiz hedefe yönelik tedaviler, bağışıklık sistemimiz üzerinden etki gösteren immunoterapiler eklendi ve sürekli yeni tedaviler araştırılmaktadır. Günümüzde kanser hastalığının türüne ve evresine göre bu tedaviler kombine olarak kullanılmaktadır. Ama bu tedavilerin hiçbiri koruyucu önlemler kadar etkili değildir. Kanser vakalarının üçte biri engellenebilir. Sigara ve tütün mamülleri kullanmayarak, alkollü içecekler tüketmeyerek, yeterli ve dengeli beslenerek, yeterli düzeyde fiziksel aktivite yaparak, güneş ışınlarına fazla maruz kalmayarak, Hepatit B ve HPV aşıları yaptırarak, kanserojenlerden uzak durarak kanseri engelleyebiliriz. Kanserlerin üçte biri de erken tanı ve uygun tedavi ile tamamen iyileşebilir. Erken tanı amacıyla ülkemizde kalın bağırsak, meme ve rahim ağzı kanserleri için tarama programı başarılı ve tamamen ücretsiz bir şekilde yürütülmektedir. Yaşımıza ve cinsiyetimize uygun olarak bu tarama testlerini mutlaka yaptırmalıyız.

      2019 yılında başlayan Covid-19 pandemisi hepimizi etkiledi. En çok etkilenen gruplardan biri de kanser hastaları oldu. Kimisinin pandemi korkusuyla taramalarının yaptırmaması, hekimlere başvuramaması sebebiyle tanısı gecikti; kimisinin tedavilerinde aksamalar yaşandı. Ancak kanser erken teşhisin, tedaviye başlamanın ve tedaviye devam etmenin hayat kurtardığı bir hastalık olduğu için gerekli korunma önlemlerini alarak mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmalıyız.Kanser hastalığı tedavisinde sosyal destek çok önemlidir.Covid-19 pandemisi fiziksel olarak biraraya gelmemizi kısıtlasa da iletişim araçları vasıtasıyla çevremizdeki hastalara destek olmalıyız.Hastaların tedavi sürecinde yalnız olmadıklarını, ihtiyaç duyduklarında bir elin onlara uzanabileceğini bilmeleri hastalarımıza güven vermekte, hayata bağlamakta, tedavide karşılaşacakları olumsuzlukların üstesinden daha kolay gelmelerini sağlamaktadır.

     Kanserden korunmak için alışkanlıklarımızı, yaşam koşullarımızı düzenlemeli, gerekli önlemleri almalıyız. Erken tanı için mutlaka taramalarımızı yaptırmalıyız. Tedavi için sağlık kuruluşlarına başvurmalıyız. Tedaviden kaçmak veya tıbbi  uygulamalar dışında tedavi yöntemleri kullanmak bizi ve sevdiklerimizi daha çok üzecektir.

 

  Dr. Öğr. Üyesi Ali TÜRK, Radyasyon Onkolojisi