KSBÜ Rektörlüğünün AYM’nin “Hak İhlali” Kararına İlişkin Kamuoyu Duyurusu
02-08-2019 10:50:00
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Güneydoğu Anadolu Bölgemizde vatandaşlarımızın can güvenliğini ve huzurunu sağlamak adına bölücü terör örgütü PKK ve yandaşlarına karşı yürüttüğü operasyonları kimi akademisyenler “kasıtlı ve planlı kıyım” olarak değerlendirmiş ve sözde “Barış Bildirisi” olarak yayımlamışlardı. Türk Milleti adına karar vermekle yetkili kılınan Anayasa Mahkemesinin sözde “Barış Bildirisi”ni ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmesi vicdanlarımızda kabul görmemiş ve kalbimizi yaralamıştır.
Kahraman Güvenlik Güçlerimizin yurtiçi ve sınır ötesinde, dağlarda, ovalarda, en uç karakollarda canları pahasına zor koşullarda terörle mücadelelerini sürdürürken, verilen bu hukuki karar kabul edebileceğimiz özellikte değildir. Bildiriye konu edilen olaylarda PKK terör örgütü tarafından Güneydoğu’da pek çok il ve ilçede eş zamanlı olarak cadde ve sokaklara hendekler kazılarak barikatlar kurulmuş, patlayıcılar yerleştirilerek yerleşim yerlerinin bir kısmında öz yönetim adı altında hâkimiyet kurulmaya çalışılmıştı. Hendek terörüne karşı Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Güçlerimizce başarılı operasyonlar yürütülmüş ve terör maşalarına geçit verilmemişti. Daha sonra 1128 akademisyen yürütülen askeri operasyonlara karşı terör örgütü mensuplarının konuştuğu dilden bir bildiri yayımlayıp devletimizin uluslararası arenada elini zayıflatma ve terör örgütüne moral destek sağlama yoluna gitmişlerdi.
Bugüne geldiğimizde ise Anayasa Mahkemesi sözde “Barış Bildirisi”ni ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmiştir. Bu yaklaşım kabul edilmez ve açıklamanın ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Açıklanan karar ancak eli kanlı terör örgütüne ve destekçilerine fayda sağlar. Terörle mücadele ettiği için devleti suçlayan açıklamalar yapmak dünyanın hiçbir ülkesinde ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmez. Bu nedenlere Türk toplumu adına karar veren Anayasa Mahkemesinin bu kararını gözden geçirmesini diliyoruz.
KSBÜ Rektörlüğünün AYM’nin “Hak İhlali” Kararına İlişkin Kamuoyu Duyurusu
02-08-2019 10:50:00
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Güneydoğu Anadolu Bölgemizde vatandaşlarımızın can güvenliğini ve huzurunu sağlamak adına bölücü terör örgütü PKK ve yandaşlarına karşı yürüttüğü operasyonları kimi akademisyenler “kasıtlı ve planlı kıyım” olarak değerlendirmiş ve sözde “Barış Bildirisi” olarak yayımlamışlardı. Türk Milleti adına karar vermekle yetkili kılınan Anayasa Mahkemesinin sözde “Barış Bildirisi”ni ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmesi vicdanlarımızda kabul görmemiş ve kalbimizi yaralamıştır.
Kahraman Güvenlik Güçlerimizin yurtiçi ve sınır ötesinde, dağlarda, ovalarda, en uç karakollarda canları pahasına zor koşullarda terörle mücadelelerini sürdürürken, verilen bu hukuki karar kabul edebileceğimiz özellikte değildir. Bildiriye konu edilen olaylarda PKK terör örgütü tarafından Güneydoğu’da pek çok il ve ilçede eş zamanlı olarak cadde ve sokaklara hendekler kazılarak barikatlar kurulmuş, patlayıcılar yerleştirilerek yerleşim yerlerinin bir kısmında öz yönetim adı altında hâkimiyet kurulmaya çalışılmıştı. Hendek terörüne karşı Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Güçlerimizce başarılı operasyonlar yürütülmüş ve terör maşalarına geçit verilmemişti. Daha sonra 1128 akademisyen yürütülen askeri operasyonlara karşı terör örgütü mensuplarının konuştuğu dilden bir bildiri yayımlayıp devletimizin uluslararası arenada elini zayıflatma ve terör örgütüne moral destek sağlama yoluna gitmişlerdi.
Bugüne geldiğimizde ise Anayasa Mahkemesi sözde “Barış Bildirisi”ni ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmiştir. Bu yaklaşım kabul edilmez ve açıklamanın ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Açıklanan karar ancak eli kanlı terör örgütüne ve destekçilerine fayda sağlar. Terörle mücadele ettiği için devleti suçlayan açıklamalar yapmak dünyanın hiçbir ülkesinde ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmez. Bu nedenlere Türk toplumu adına karar veren Anayasa Mahkemesinin bu kararını gözden geçirmesini diliyoruz.